3 Nisan 2010 Cumartesi

gürcü oyunlarının ikinci merkezi artvin:)

gürcü oyunları








Apsua Koşara
Abaza Oyunu olarak ta bilinen bu dans, Abhazya'da unutulmuş olan ve diasporadaki Abhazların orjinal figürleri koruyarak oynadıkları dansın kareografize edilmiş şeklidir.

Apsnı Apsuva Koşara
Tarihin bilinen ilk dönemlerinden beri Abhazya topraklarında yaşayan, bağımsızlık mücadelelerinden alnı açık çıkan Abhazların hareketli ve coşkulu dansıdır.

Akıta Koşara(Köylü Dansı)
Abhazların Hasat sonunda oynadıkları eğlenceli ve esprili bir danstır.

Avapa Koşara
Erkeklerin Avapa adı verilen kalın keçeden yapılmış giysiler ile oynadıkları savaşçı ve sert mizaçlarını yansıttıkları, özünde cesaret, yiğitlik gibi erdemleri barındıran, kızların zerafet ve estetiklerini yansıttıkları bir danstır.

Aşha Koşara (Dağlı Dansı)
Dağlı erkeklerin oynadığı bir oyundur.Yiğit gözü pek kafkas delikanlıları ortaya atlayıp asaletlerini sergilerler. Yaptıkları hareketlerle güçlülüklerini gösterirler. Figürler çok keskindir.

Kızların Avar Dansı
Bu oyun; yaptıkları haraketlerle erkeklerin taklidini yapan kızların oynadıkları bir oyundur, ritim hızlıdır ve içinde esprili bir yaklaşım oyuna güzel bir hal katar.

Kep-Kep Koşara
Kızların ritm vermeye yarayan tahtadan yapılmış Kep-Kep lerle oynadıkları ritmik karakteristik, bir danstır.

Koçarina
Koçarina Şarkısı eşliğinde, kızların ve erkeklerin beraber oynadığı Abhazya'ya özgü karakteristik bir danstır.

Mahalli Çeçen
Diasporada yaşayan Kafkasyalıların Düğün cemiyet vb.toplantılarda oynadığı Türkiyede Şeşen olarakta bilinen dansın sahneye uyarlanmış halidir.

Simd
Osetlerin oynadığı asaleti ve ağırlığı temsil eden bir danstır.

29 Mart 2010 Pazartesi

kafkas ve gürcü oyunları


Kafkas Halk Dansları
Kafkas dansı gruplarının, Kafkas danslarının yaşaması açısından İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da ve daha sonra Türkiye'de sarfettikleri çaba kayda değerdir. Kuzey Kafkasya halk dansları Avrupa ve Türkiye'de nasıl yayıldı?Aralarında Kafkas dans kültürünün önemli isimlerinden Musa Ramazan'ın da bulunduğu bir grubun, Kafkas danslarının yaşaması açısından İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da ve daha sonra Türkiye'de sarfettikleri çaba kayda değerdir. Musa Ramazan'ın "Bir Kafkas Göçmeninin Anıları" adlı kitabında anlattıkları hayli ilginç. Kitapta anlatılanlara göre, Sovyet halklarının folkloru 1930'lu yıllarda sahnelenmeye başlandı. Halk kültürlerinin parçası olan danslar, müzik, şarkılar, korolar ilkokullardan başlanarak Kültür Bakanlığı düzeyinde örgütlenen gösterilerle gündeme girdi. Kuzey Kafkas otonom cumhuriyet ve eyaletleri kendilerine özgü zengin folklor ve sanat programları oluşturdular. Tarihçi, ressam, müzisyen olan diplomalı ve yetenekli hocaların nezaretinde her birinde müzik, dans, şarkı icra eden birer devlet halk topluluğu oluşturuldu. Skeçleri yürütebilecek aktörler de yetiştirildi.

Bursa’da yaşayan Çerkezler, kış turizminin göz bebeği Uludağ’da buluştu. Tatil için Uludağ’a gelen bir grup Çerkez, güneşli havayı fırsat bilip zirvede Kafkas rüzgarı estirdi. Kar üstünde akordeon eşliğinde Kafkas dansları yapan Çerkezler, tatilcilerin ilgi odağı oldu.